TR     EN

Ekonomik Görünüm

Türkiye ekonomisi genel hatları ile son sekiz yılda gösterdiği üstün performans ve yakalanan yüksek büyüme rakamlarını, 2002 yılından bu yana sürdürülen reformlarla desteklenen tutarlı finans politikalarına borçludur. Makroekonomik anlamda küresel ekonomiye uyumu sağlayan yapısal reformlar, bir yandan Türkiye'yi doğrudan yabancı yatırım (DYY) rakamlarında bölgesinin lideri yaparken, bir yandan da ekonomi ve finans sektöründe devrim niteliğinde önemli yeniliklerin önünü açmıştır.

 

AB üyeliği sürecinin de katkısıyla hızla gerçekleştirilen bu reformlar, ilk başta Türkiye ekonomisinin liberalizasyonu, özel sektöre ağırlık verilmesi, finans alanında verimlilik aynı zamanda direncin artırılması ve sosyal güvenlik sisteminin sağlam bir temele oturtulması gibi alanlara özellikle odaklanmıştır.

 

Yapılan reformların başarı neticesinde, ülkenin güçlü ekonomik yapı taşları ve mali göstergelerinden de anlaşılmaktadır.

 

2010 yılında itibariyle , ülkenin gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH), neredeyse üç kattan fazla artarak 2002 yılındaki 231 milyar ABD doları seviyesinden 736 milyar ABD dolarına ulaşmış ve aynı dönemde kişi başına düşen milli gelir 3.500 ABD dolarından 10.079 ABD dolarına yükselmesi sağlanmıştır .

 

Türkiye, böylesine kısa bir sürede sergilediği üstün performans sayesinde dikkatleri çekerek, küresel ölçekte sıra dışı bir "yükselen ekonomi" haline gelmiş,bununla beraber satın alma gücü paritesine göre GSYİH sıralamasında, 2010 yılında AB üyesi ülkelerle kıyaslandığında 6. büyük ekonomi, dünyanın ise 16. büyük ekonomisi konumuna yükselmiştir.

 

Türkiye, küresel ekonomik kriz öncesinde, art arda 27 çeyrek boyunca güçlü bir büyüme oranı yakalayarak Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olmayı başarmıştır.

 

Finans piyasalarının krize karşı dayanıklılığı ile öne çıkan Türkiye, ekonomisinde dış talebin düşmesi ve sermaye akışının yavaşlamasıyla birlikte 2009 yılında bir daralma yaşamış olmakla birlikte, ekonomik göstergelere yansıyan olumlu gelişmeler, toparlanmanın aynı yılın son çeyreğinde % 5,9 gibi etkileyici bir büyüme oranıyla başladığını göstermektedir.

 

Söz konusu güçlü büyüme 2010 yılında da artarak devam etmiş, ilk çeyrekte % 12, ikinci çeyrekte % 10,3, üçüncü çeyrekte % 5,2, dördüncü çeyrekte ise % 9,2 oranında net bir büyüme kaydedilmiştir; böylece 2010 yılında kaydedilen toplam büyüme oranı % 8,9 gibi etkiliyici rakama ulaşmıştır.


Böylesine güçlü ve dinamik bir ekonomik performans ile Türkiye, Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi olma özelliği yakalamış , dünyanın ise en hızlı büyüye ekonomilerinden biri konumuna gelmiştir.

Copyright © 2011 Lotus Global
info@lotusGL.com